KAÇKAR-TRANS 2010

Doğa Kendisinden Başka Bir Şey düşündürtmüyor.
07.09.10 Salı günü Macahel’den Yusufeli’ne doğru yola çıktık. Macahel- Artvin arası 85 km… Artvin-Yusufeli arasıysa 98 km. Yol boyunca bazı noktalarda fotoğraf çekimlerinden sonra rafting yapmak için ayarlanan mekana geldik. Gittiğimizde her şey hazırdı, yemek siparişini verdik ve rafting için arabaya binip rafting başlangıç yerine vardık, tek bot ve rehberimizle hep birlikte kürek çekmeye başladık. Ahmet ve Pınar dışarıdan araba ile takip ederek belli noktalarda durup fotoğrafımızı çekip video kaydı yaptılar. Mevsimi olmadığı için Çoruh’un suyu durgundu ama keyifliydi Rafting sonrası tekrar geri döndüğümüzde yemeklerimiz hazır bizi bekliyordu, Programımız aslında 04 Eylül’de Batum’da başlamış ve 08 Eylül’de de Macahel’de diğer gruptan ayrılmıştık. Batum’daki yaylaya gitme planımız gruptaki diğer arkadaşlarımın son anda karar değiştirerek Batum şehrini gezme tercihi nedeniyle iptal oldu. Şehir gezilerinden keyif almasam da organizasyon çok iyiydi. Şehir gezisi sırasında grup ne isterse oluyordu. Grup üçe bölündü. Botanik bahçesine gitmek isteyenler, şehirde alışveriş yapmak isteyenler, yüzmek isteyenler. Batum’dan Macahel’e geçişimiz küçük aksaklıklar olsa da keyifliydi ve program iyi hazırlanmıştı. Zaten gönüllülük esasına dayanan grubumuzdan daha fazlasını beklemek yerine beklentilerimizi kendimiz yerine getirmeliyizJ Verilen emekler için teşekkür ederim. Rafting sonrası hazır olan yemeklerimizi yedik ve ardından yaylalar köyüne doğru yola koyulduk. İki saatlik bir yolculuğun (yollar çok kötü ve karanlık ) ardından gene bizim için ayarlanmış İsmail Ağabeyin yerine geldik. Biz odalarımıza yerleşirken, yemeğimizi erken yediğimizi düşünüp geç saatte acıkırız diye bize kahvaltı tarzı hafif bir şeyler hazırladılar. Masa başında Orkun programı anlattı. Erken yatmamız gerekiyordu. 08.09.2010 ÇARŞAMBA Sabah saat 07:00 de kahvaltımızı yapmış, çantalarımızı katırlara yüklenmiş, İsmail Abinin arabasıyla yürüyüşümüze başlayacağımız yere gelmiştik. Olgunlara 2100 m ye geldik. Çantaları katırlara verme fikrine karşı çıkmıştım ama trans sonunda ne kadar haklı olduklarını anlamıştım. Saat 17:15 de yolları adımlamaya başladık. ilk molamız 08:20 de çeşme başı. Burada fotoğraf çekildik. Her şey çok güzeldi ve ekip iyi yürüyordu. Saat 09:55 de Dilber Düzü’ne gelmiştik. Orkun’un dediğine göre hızlı ve iyi yürüyorduk, katırlardan önce vardığımız için katırları bekledik. Ticari bir grup için melemen yapan 75 gündür Dilber Düzü’nde kalan Ahmet Bey’in çadırında çay içip sohbet ederek beklediğimiz katırlar geldi. Yağmur yağıyordu. Sırt çantalarımızı aldık ve 11:20 gibi Dilber Düzü’nden ayrıldık. Kısa kısa molalar vererek ilerliyorduk, çantam dengesizdi ve bende dengesiz yürüyordum. Sinan fark etti ve çantamın içinden uyku tulumum çıkarılıp çadırım konuldu, artık bir problem yoktu. Saat 14:05 de Deniz Gölü’ne geldik ve çadırlarımızı kurmaya başladık. Daha önce birçok yerde kamp yapmıştım ama burası farklı ve çok güzeldi, günlerce burada kalabilirim diye düşündüm. Ertesi gün hava durumuna göre hareket edeceğimizden ve Kaçkar için saat kaçta kalkacağımızı bilmediğimiz için erkenden yattık. Dışarıdan ’nın sesi geliyor… YAYLALAR KOYU HEVEK - 07:15 OLGUNLAR YURUYUS 2100 MT - 08:20 CESME BASI MOLA - 09:55 DILBERDUZU 2867 MT - 11:20 DILBERDUZU HAREKET - 12:35 UZUN MOLA 3171MT -14:05 DENIZ GOLU - 14:20 CADIRLARIN KURULUMU BITTI - GPS 3370 (?) 3200 KAYITLI 09.09.2010 Perşembe Bayramın 1.Günü Sabah Orkun’un sesi ile uyandık “kalkınnn”. Saat 05:30 yani sabahın körü. Kahvaltı yapmak istemedim çorba içtim o kadar, yolda yerim diye düşündüm. Saat 07:23 ilk uzun molamız uzun dediğim 10dakika bile değil, yolda hiçbir şey yiyemedim su içemedim. Kısa kısa molalarımızda Orkun sürekli her birimize nasıl olduğumuzu soruyordu, iyim diyordum, kendimi iyi hissediyordum. Saat 08:23 ikinci uzun molamız. Mola sonrası yürüyüş daha yorucu olmaya başlamıştı. Artık yeşillik değil taşların arasından topraklardan yürüyorduk, kayaların arasından sular süzülüyordu. Susamıyordum, yolda su içmiyordum ama oradan akan su çok güzeldi, içtik, su kaplarımızı doldurduk. Üçüncü ve son molamızda artık nefes alırken zorlanmaya başlamıştım ve daha sık kısa molalar veriyordum, neredeyse beş adımda bir duruyordum. Önümde Pınar vardı oda aynı şekilde kısa ve sık molalar veriyordu. Bu şekilde zirveye geldik saat 11:07. KACKAR ZIRVE 3937 metre. Orkun Emel’e öncelik verdi ardından ben, bayrak yırtılmıştı hemen oturdum yorulmuştum. Üzerimde yorgunluk ve sevinç vardı, ağzım kulaklarımda da olabilirdiJ… Mart ayından beri yeni alınan giysilerini giymek için bayramı bekleyen çocuklar gibi sabırsızlıkla beklediğim zirve gerçekleşmişti ve ben OLMAM GEREKEN YERDEYDİM. Bayramın birinci günüydü. Orkun, Sinan, Necla, ,Sevda, Pınar, Emel, Petra ve Mehmet ile zirvede bayramlaşmıştık. Orkun bizlere bayram şekeri almıştı. Zirvenin her karesini fotoğrafladık, zirve defterine “burada olmaktan çok mutluyum” diye yazdım, grubun yazısını Sevda yazdı. Bu zirveyi EDGE (Ekstrem Doğasporları Grubu ve Gezi Ekibi ) adına Atok OLGUN’un merhum oğlu “Sertaç OLGUN” adına yapmış bulunuyoruz. Ruhu şad olsun. Bu faaliyet aynı zamanda EDGE grubunun da ilk resmi dağ faaliyetidir. Faaliyete katılanların isimleri yazıldı ve imzaladık. Saat 11:53 de zirveden ayrıldık. İnerken üç mola verdik, yoruldum, terledim. Saat 15:30 gibi kamp alanına geldik. Deniz Göl’e girerek yorgunluğumuzu attık. Buz gibiydi, beş saniyeden fazla kalamadım. Akşam oldu yine yemek vakti. Necla’yı kıramıyor, yemek istemesem de bir şeyler atıştırıyordum. Yattık, dışarıdan Sevda’nın sesi geliyor…
05:40 UYANMA - 06:25 HAREKET -07:23 1. MOLA -08:23 IKINCI MOLA - 09:35 3. MOLA – 11:07 kACKAR ZIRVE 3937 - 11:53 ZIRVEDEN HAREKET- 12:27 ILK MOLA INIS- 12:54 IKINCI MOLA INIS - 14:10 3. MOLA INIS - 15:30 KAMPA VARIS 10.09.2010 CUMA Sabah saat 06:00 da kalktık, çadırın toplanması ve eşyaların çantaya yerleştirmesi ve yine kahvaltı derken saat 07:50 de yolu adımlamaya başladık. Adımladıkça yeşilin tonları doğanın güzelliği aklımı başımdan alıyordu. Anladım ki tek bir gerçek vardı; Doğa kendinden başka bir şey düşündürmüyordu. Saat 08:50 de ilk molamız da çantam ağırlaşmaya başlamıştı. Orkun sürekli nasıl olduğumuzu soruyor, iyiyim ben, herkes iyi, mola bitti. Yürüyoruz, taşlardan inmek zor oluyor, taşlar kayıyor. Mehmet diğer taraftan inmek istedi, beni takip etmesini söyledim ama diğer taraftan daha rahat geçeceğini söyledi ama inemedi. Ayağı kayıyor taşlar aşağıya düşüyordu. Aşağıda Pınar vardı ve neyse ki şans eseri taşlar Pınara denk gelmedi. Orkun Mehmet’i ve ’yı uyarmak zorunda kaldı, Pınar şanslıydı. Daha sonra elimi uzattığım bir taş kaydı ve hızla yuvarlandı, yuvarlanan taş bir iki parçaya bölündü, neyse ki kimse yoktu önümde… Orkun’un canı sıkıldı yürüyüş sırasında onun geçtiği yerlerden geçilmemişti, Pınar yaralanabilirdi. İkinci mola, üçüncü mola derken çantam bedenimden daha ağır olmaya başladı. Hiç istemediğim bir şey yaptım ve çadırımı Sinan’ın çadırıyla değiştirmek istedim. Sinan çadırı aldı kendi çadırını da vermedi. Moralim bozuldu, sanırım dördüncü molada Orkun beni oturttu ve bir litre su içirdi zorla. Tamam, su içerim ama bir şey yemek istemiyorum diye düşünürken limon dahil enerji verecek her şeyi yedim. Normalde pilav üzeri kurufasülye bile yiyemezken bu kadar çok karışık şeyle midemin şok geçireceğini düşünüyordum J. Beni ispiyonladılar diye düşündüm ama Orkun suratımdan anlamış su içmediğimi, hiç ÇİÇEK de toplamadım J…. Normalde fazla yemek yiyen su içen biri olmadığımdan, yürürken aklıma gelmediği gibi canımda istemiyordu. Mola bitmişti, kendimi kötü hissetmiyordum ama çok iyide değildim, sadece iyiydim. Yürüdük. Etrafıma bakıyorum, nefes alıyorum, gökyüzündeki bulutlar, yeşilin tonları… Yürüdükçe sırt çantam gene ağır gelmeye başlamıştı, omuzlarım ağrıyordu. Önümüze dere çıktı, dereden geçerken Necla düştü ve beline kadar ıslandı az bir mesafemiz kaldığı için üzerini değiştirmedi. Bu az mesafe kime göreydi bilemiyorum, sınırlarımı zorluyordum geride kaldım. Sinan çantamı taşımak istedi vermedim, az kaldı, şurası, taşıyabilecek durumdaydım. Elimdeki butonlarımla dengemi sağlamaya çalıştım ama butonla yürümeyi hiçbir zaman beceremediğimden onlarda bir işe yaramıyordu. İlerde mola verdiklerini gördüm bu yüzden yavaş ilerledim ama yanlarına vardığımda Orkun çantamı istedi, beni kötü görmüş. Çok iyi değildim ama yürüyemeyecek gibi de değildim, vermedim çantamı, vermek istemedim. Daha sonra bu konu ile ilgili Orkun bana söylenecekti biliyordum J Haklı olarak söylendi de L…. Saat 18:24 gibi Yukarı Kavru’na geldik. Yaklaşık 11 saat yürümüştük. Grubu yavaşlattıysam ve problem yaşattıysam önce Orkun’dan ve sonra ekipteki diğer arkadaşlarımdan özür dilerim. Performansımın kötü olması nedeniyle trans geçişim bana göre başarısızdı ama gruptaki arkadaşlarımı tebrik ederim. 06:30 UYANMA - 07:50 HAREKET - 08:50 1. MOLA -09:15 ANA MOLA -09:30 2. MOLA -11:55 3. MOLA 13:20 4. MOLA SIRTAYIZ - 14:18 5. MOLA -14:47 6. MOLA -16:10 7. MOLA KAVRUN SIRTINDAYDIK
18:24 YUKARI KAVRUN A VARIS Macahal’den, gruptan bir gün erken ayrıldığımız için kalacağımız yer belli değildi. Yol boyunca Orkun yaptığı telefon görüşmeleriyle Yukarı Kavrun’da kalacağımız yeri, zamanı ve ertesi gün Ayder’e gidebilmemiz için gerekli arabayı ayarlamıştı. Yukarı Kavron’a geldiğimizde sıcacık bir mekan ve çalışanlarıyla karşılaştık. Yemek yedik. Kendime gelmiştim, horon bile öğrendim ve oynadım. Yemek yediğimiz yere matları attık hepimiz orada yattık. Sabah saat 08:00 de kalkıp, kahvaltımızı yapıp yola çıktık. Ayder’e geldik. Kuşpini Pansiyonu’nda odalarımıza yerleştik, dinlendik, kaplıcada yorgunluğumuzu attık. Artık zaman dolmuştu yarın son günümüzdü. 12 Eylül Pazar günü Ayder’de ve Karadeniz’de son günümüz. Saat 08:00 gibi kahvaltımızı yaptık. Osman gelip bizi aldı. Saat 09:15 gibi User Yaylası’na gittik. Yürüyüş sırasında Osman, Ayder ve User Yaylası ile ilgili bilgiler verdi. Fotoğraf çekimleri, yemek derken saat 16:00 gibi Ayder’den ayrılıp Trabzon’a doğru yol aldık. Faaliyet sonrası düşünceler , kendi el yazınızı taratıp koyacaktım ama beceremedim L Orkun Kuntay UZER : Grubun performansı beni cidden etkiledi, umduğumdan daha iyi bir grupla karşılaştım, ancak eğitimsizliğin getirdiği bazı aksaklıklar oldu. Eğitim sırasında bu eksiklikleri faaliyete göndermeler yaparak arkadaşlara anlatacağım. Sevgili rehberimiz, ne şanslıyım ki bu benim seninle üçüncü faaliyetim (benden kurtuluş yok J) Tecrübene ve bilgine güvenim daha önce yapmış olduğumuz Harmanköy ve Hormo Kanyon faaliyetinden dolayı tamdı. Bu nedenle Kaçkar–Trans faaliyetini en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyordum J Bilgini, tecrübeni kullanmaktan ve öğretmekten çekinmediğin, sorulan tüm abuk sorulara sıkılmadan cevap verdiğin, bitmeyen enerjin ve sürekli bizi gözlemleyip durumumuza yardımcı olduğun için, üstelik bir de seni dinlemediğimiz ( ben zaten cezalıyım çantamı vermedim diye L ) , sürekli ayrı ayrı programı sorduğumuz halde sıkılmadan her birimize cevap verdiğin ve emeğin için Teşekkür Ederim… Trans sırasında her birimizin en çok Orkun’a sorduğu soru: Kaç km kaldı? Necla VATANSEVER : Yeşiline, sesine, şırılşırıl akan derelerine aşık olduğum Karadeniz’le yeniden kucaklaştığım için çok mutluyum. En sağlıklı ve formda hissettiğim bir dağ faaliyeti oldu. Grubun performansı oldukça yüksekti. Beni çadırında ağırlayan Nilgün arkadaşımı da çoook sevdim. Ayrıca gruptaki bütün arkadaşlarda çok uyumluydu. Benim için her açıdan çok keyifli bir faaliyet oldu. En az 15kg’lık sırt çantasıyla sorunsuz yürümek, attığım her adımdan keyif almak ve aklımdan bile geçmeyen trans faaliyetini dereye düşmüş olsam da gülümseyerek tamamlamak güzeldi. Başka dağ ve trans faaliyetlerinde görüşmek üzere Sevgiler… Yemedi yedirdi, içmedi içirdi, benim Çadır arkadaşım, dostluğun arkadaşlığın güzelliğin kalıcı olsun.. Sinan AYDIN : Yine keyifli bir dağ faaliyetini tamamlamıştık. Burada farklı olarak elini öptüğüm ailem yerine dostlarım olmuştu ve işin ilginci zirvede yapmıştık. Herkesin birbirine destek olduğu çok güzel fotoğrafların çıktığı her şeyden önemlisi de çok sıkı dostlukların kurulduğu bir faaliyeti geride bıraktık, yeni bir dağ tırmanışını umarak. Artçı Rehberimiz, bazen beni bazen Necla’yı en çokta kendisini toparlayıp arkadan arkadan geldi. Çadırımı taşıdığın için teşekkür ederim.
SEVDA ÜSTÜN : Kelimelerle anlatamayacağım bu güzellikleri görmemi sağlayan, yaşadığımı anladığım, huzur bulduğum, kendimi unutup başka bir boyuta geçtiğim, gerçekten haz ve keyif aldığım, hayal ötesi ve olağanüstü bu güzellikleri görmemi sağlayan bu organizasyonda emeği geçen herkese özellikle de rehberimiz ORKUN KUNTAY UZER’e sonsuz teşekkürler. İyiki biz katılımcıların yüreğinde iz bırakan böylesine güzel ve anlamlı bir aktiviteye imza atıp dostlukları pekiştirdiniz ve yeni dostlukların oluşmasına önayak oldunuz. Edge’nin ilk dağ faaliyetin de “Kaçkar Zirve” yaptığım için kendimi şanslı ve özel hissediyorum, siz grup arkadaşlarım; iyiki sizin gibi sevgi dolu, paylaşmasını bilen güzel ve iyi yürekli, yardımsever insanlarla tanıştım. Yardımlarınız ve paylaşımlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Umarım daha bir çok aktivede beraber oluruz. Aynı zamanda ilk kamp ve Zirve faaliyetimde tecrübelerini ve bilgisini benimle paylaşan çadır ve oda arkadaşım Pınar Durmaz’a da yardımlarından dolayı ayrıca teşekkür ederim. Bir gece daha kamp yapmadık diye kızmalı mıydım? Ne dersiniz ? kızmalıysam bu kim olmalı? açıkçası bende bilmiyorum. Beraber geçirdiğimiz (dogada) keyifli zamanı biraz daha uzatabilirdik. Bana kalsa bu rüyadan hiç uyanmak istemezdim. Maalesef her güzelliğin bir sonu var değil mi? 2011 Kaçkarları şimdiden sabırsızlıkla ve dört gözle bekliyorum. Yaşanılan tüm güzellikler ve mutluklarımız daim olsun. Sevgiyle ve dostlukla Fotoğrafçımız, kendisine faaliyet boyunca seve seve mankenlik yaptım. Hiç susmadan (bir ara uyku tulumu ve matımı alıp uzak bir yerlerde doğayı dinledim ve uyumaya çalıştım ) ve hiç yorulmadan adımladı. Kendisinde ne tür bir enerjinin olduğunu kestirmiş değilim. Faaliyet sırasında not tuttuğun kalemi kitabımın arasında bıraktığın için teşekkür ederim. Türkiye’ye geldiğinde aramayı unutma PINAR DURMAZ : Uzun zamandan beri beklediğim ve yapmak istediğim “Kaçkar trans”ı bu sene Kaçkar zirve ile gerçekleşti. Kendi hızımızla ve performansımızla yerinde olarak ama dağcılık ve kampçılık eğitimi eksiklerimizle 9 kişi Büyük deniz gölü kenarında kampımızı atarak üç günlük sürede yaklaşık 33km yürüdük. Bazı arkadaşlarımız Ekip olmanın ne anlama geldiğini öğrendi benim ilk transımdı ve çok sevdim. Kaçkarlar bölgesinde gerçekleştirmek nasip oldu çok şükür. Ekip Liderimiz Orkun başta olmak üzere bütün ekip arkadaşlarıma paylaşımları ve destekleri için teşekkür ederim. Sonlara doğru hepimiz sınırlarımızı zorladık. Fotoğraf makinelerini taşıyıp bizleri çeken arkadaşlara ayrıca şükran borcum olduğunu düşünüyorum. Biliyorum ki hepsi çektikleri fotoğrafları bizimle paylaşacaklardır. Çadır arkadaşım ’ya ayrıca grubu ve yemek sonrası ortalığı topladığı ve her an her anlamda gruba destek olduğu için içten teşekkürler. Dağlarda yeniden görüşmek üzere. Sohbetin, arkadaşlığın, paylaşımın , her şey için teşekkürler. Görüşmek umuduyla, Emel KOÇAK : Hayatımda karşılaştığım en konuşkan tırmanış grubuyla gerçekten çok keyifli Zirve ve trans (sosyete) yaptık. Beni de aralarına aldıkları için herkese çok teşekkür Sevgilerimle
Orkun’un da söylediği gibi grubun en iyi performansını gösterdi, Faaliyet sırasında ile tuttuğunuz notlar için tekrar tekrar teşekkür … öptüm seni J Petra M UHİC : I gad a veally good time. The cauntrysde is wanderfzel. I love the group thansk to everybadyJ ı will miss you J Varlığı ile yokluğu belli olmayan incecik minicik bir hatun…
Mehmet PEKEL : Şimdiye kadar yaptığım en çılgınca faaliyetti. Kendimi sınamış oldum ve anladım ki bana göre değilmiş. Kendisinin neden aramızda olduğuna bir türlü anlam veremeyen, konuşmayı seven ama dinlemeyen, yürüyüş sırasında kendisine hayat hikayelerimi anlatarak bulunduğu ruh halinden kurtarmaya çalıştığım ama başaramadığım sevgili arkadaşım, görüşmek üzere J Nilgün ÖZDEMİR 2010 KAÇKAR-TRANS

Yorumlar

Popüler Yayınlar