Sinop Erfelek Tatlıca Şelaleleri Temizlik

Genelde gezi güzergahlarımın önüne “yeniden” , “bir kez daha…” gibi sözcükler eklenmez. Görülesi onca yer varken aynı yere 2. kez gitmek istemem ama bu sefer farklıydı. Bir kez daha, yeniden Erfelek Şelalesi’ne gidiyorduk ama bu kez amaç gezi değil temizlik.
Sevgili Hasan Abi, Orkun ve Elif’in, Verçelik Zirve dönüşünde Erfelek Şelalesi’ne uğrayıp, bölgenin gelen ziyaretçilerle yaz boyu nasıl hoyratça kirletildiğini ve çöplüğe dönüştürüldüğünü görmeleri ve bir temizlik seferberliği düşünmeleriyle ortaya çıkan bu etkinlik fikri beni de çok heyecanlandırmıştı. Aynı heyecanı
duyan sadece ben değilmişim ki otobüste tam 39 kişiydik.
39 kişinin bu anlamlı etkinliğine güzel bir destek de Avcılar Belediyesi’nden geldi. Avcılar Belediye Başkanı Sayın Mustafa Değirmenci ve Özel Kalem Müdürü Serap Hanım’ın (Serap KARAY) katkılarıyla bize Sinop’a gidiş dönüşümüz için ücretsiz otobüs tahsis edilmişti. Kendilerine teşekkürü borç biliriz.
Sabah saatlerinde vardığımız Sinop’un Erfelek ilçesi’ni geçen senede bakımsız bulmuştum. Oysa Sinop çok güzeldi. Sinop’un halkı kendi şehrinin temizliğine özen gösteriyordu ama Erfelek ilçesi neden bu kadar bakımsızdı, o zamanda anlamamıştım. Oysa bu ilçe doğa güzelliğiyle sürekli ziyaretçi çekiyordu. Daha özenli davranmaları gerekirdi.
İlçedeki güzel kahvaltımız sonrası tekrar otobüsümüze binerek Erfelek şelalesine doğru yola devam ettik. Otobüste görev dağılımı yapıldı.
Erfelek şelalesine vardığımızda herkes görevini biliyordu. Gruptaki 4 kişi hariç hepimiz çöp poşetlerimizi aldık ve şelalelere doğru yürümeye başladık. Kalan dört kişi öğle yemeğimizi hazırlayacaklardı. Temizliğe son şelaleden -şelale ve patika olmak üzere iki gruba ayrılarak- başlayacak ve topladığımız çöplerle otobüsten indiğimiz noktaya ulaşacaktık.
Başlangıç noktasına doğru şelale içinden yaptığım yürüyüşte durum içler acısıydı. Muhteşem bir doğal güzellik içinden akan dere insanı hayranlık içinde bırakırken güzergah boyunca sağa sola rastgele atılmış çöplüklerde bir o kadar hayrete düşürüyor tüm büyüyü bozuyordu.
Anlayamıyordum, insanlar bu bölgeye doğal güzelliği için geliyordu, belki de burada hayranlıkla dolaşıyor stresini atıyor ama sonra nasıl oluyorsa çöpünü burada bırakıp gidiyordu. Belki de arkadaşlarını topluyor, “sizi muhteşem bir yere götüreceğim, bayılacaksınız” falan diyor buraları gezdiriyor ama arkasında çöplük bırakıp evine dönüyor, nasıl bir çelişkidir bu? Hadi mahallende görevlilerce çöpün toplanıyor ya burada ve özellikle bir insanın ulaşamayacağı, giremeyeceği yerlere çöpünü fırlatıp atmak neden? Kim toplayacak onları?
Kimimiz şelaleden kimimiz patikadan son şelaleye vardık. Çay içerek dinlendikten sonra şelale ve patikalardan çöp toplama işimize başladık. Patikadan ilerledik izmarit, cola, su , terlik, ayakkabı, çocuk bezi vb. tüm çöpleri topladık ama toplamak o kadar kolay değildi bu çöpleri atanlar o kadar uzak yerlere fırlatmışlar ki ulaşmakta çok zorlandık.
Patikadaki çöpler toplanmıştı ama şelaledeki arkadaşlarım hala çıkmamıştı şelaledeki çöpler çok fazlaydı ve taşlar çok kaygandı, uzun sürmesi çok normaldi.
Ben ikinci önemli görevim için ilk şelaledeki Orkun’un yanına gittim. Buradaki 19 metrelik şelaleye paralel ip istasyonu kurulmuştu. Elif ile birlikte daha önceden hazırlanan dev pankartımızla bu şelaleden ip inişi yapacağız. Bu görevden bir gün önce haberim olmuş ve gerekli hazırlıkları yapmıştım. Benim için heyecan verici bir görevdi.
Güvenlik ekipmanlarımızı giyip ipleri kuşandık, şelalenin bir tarafında ben, diğer tarafında Elif ve aramızda pankartımızla inmeye başladık. Elif karşımdaydı o kadar güzel bakıyordu ki benim gibi keyif aldığını yüzünden okuyordum. Aşağıdan alkış sesleri gelmeye başladığında doğru bir şey yapıyoruz dedim, mutluydum.
Tarifi imkansız duyguları bir arada yaşadığım unutulmaz bir etkinlik olmuştu. Farkında olmadan kendi iç dünyamızı mı temizlemiştik, doğaya olan borcumuzu biraz olsun ödemiş miydik? İçimdeki huzurun keyfin nedeni bu muydu?
Hepimiz aynı amaçla buradaydık ve tek bir dileğimiz vardı. Tekrar kirlenmemesi…
08-09 EKİM 2011
Nilgün ÖZDEMİR.
Sevgili Hasan Abi, Orkun ve Elif’in, Verçelik Zirve dönüşünde Erfelek Şelalesi’ne uğrayıp, bölgenin gelen ziyaretçilerle yaz boyu nasıl hoyratça kirletildiğini ve çöplüğe dönüştürüldüğünü görmeleri ve bir temizlik seferberliği düşünmeleriyle ortaya çıkan bu etkinlik fikri beni de çok heyecanlandırmıştı. Aynı heyecanı

39 kişinin bu anlamlı etkinliğine güzel bir destek de Avcılar Belediyesi’nden geldi. Avcılar Belediye Başkanı Sayın Mustafa Değirmenci ve Özel Kalem Müdürü Serap Hanım’ın (Serap KARAY) katkılarıyla bize Sinop’a gidiş dönüşümüz için ücretsiz otobüs tahsis edilmişti. Kendilerine teşekkürü borç biliriz.
Sabah saatlerinde vardığımız Sinop’un Erfelek ilçesi’ni geçen senede bakımsız bulmuştum. Oysa Sinop çok güzeldi. Sinop’un halkı kendi şehrinin temizliğine özen gösteriyordu ama Erfelek ilçesi neden bu kadar bakımsızdı, o zamanda anlamamıştım. Oysa bu ilçe doğa güzelliğiyle sürekli ziyaretçi çekiyordu. Daha özenli davranmaları gerekirdi.
İlçedeki güzel kahvaltımız sonrası tekrar otobüsümüze binerek Erfelek şelalesine doğru yola devam ettik. Otobüste görev dağılımı yapıldı.
Erfelek şelalesine vardığımızda herkes görevini biliyordu. Gruptaki 4 kişi hariç hepimiz çöp poşetlerimizi aldık ve şelalelere doğru yürümeye başladık. Kalan dört kişi öğle yemeğimizi hazırlayacaklardı. Temizliğe son şelaleden -şelale ve patika olmak üzere iki gruba ayrılarak- başlayacak ve topladığımız çöplerle otobüsten indiğimiz noktaya ulaşacaktık.

Anlayamıyordum, insanlar bu bölgeye doğal güzelliği için geliyordu, belki de burada hayranlıkla dolaşıyor stresini atıyor ama sonra nasıl oluyorsa çöpünü burada bırakıp gidiyordu. Belki de arkadaşlarını topluyor, “sizi muhteşem bir yere götüreceğim, bayılacaksınız” falan diyor buraları gezdiriyor ama arkasında çöplük bırakıp evine dönüyor, nasıl bir çelişkidir bu? Hadi mahallende görevlilerce çöpün toplanıyor ya burada ve özellikle bir insanın ulaşamayacağı, giremeyeceği yerlere çöpünü fırlatıp atmak neden? Kim toplayacak onları?
Kimimiz şelaleden kimimiz patikadan son şelaleye vardık. Çay içerek dinlendikten sonra şelale ve patikalardan çöp toplama işimize başladık. Patikadan ilerledik izmarit, cola, su , terlik, ayakkabı, çocuk bezi vb. tüm çöpleri topladık ama toplamak o kadar kolay değildi bu çöpleri atanlar o kadar uzak yerlere fırlatmışlar ki ulaşmakta çok zorlandık.
Patikadaki çöpler toplanmıştı ama şelaledeki arkadaşlarım hala çıkmamıştı şelaledeki çöpler çok fazlaydı ve taşlar çok kaygandı, uzun sürmesi çok normaldi.
Ben ikinci önemli görevim için ilk şelaledeki Orkun’un yanına gittim. Buradaki 19 metrelik şelaleye paralel ip istasyonu kurulmuştu. Elif ile birlikte daha önceden hazırlanan dev pankartımızla bu şelaleden ip inişi yapacağız. Bu görevden bir gün önce haberim olmuş ve gerekli hazırlıkları yapmıştım. Benim için heyecan verici bir görevdi.
Güvenlik ekipmanlarımızı giyip ipleri kuşandık, şelalenin bir tarafında ben, diğer tarafında Elif ve aramızda pankartımızla inmeye başladık. Elif karşımdaydı o kadar güzel bakıyordu ki benim gibi keyif aldığını yüzünden okuyordum. Aşağıdan alkış sesleri gelmeye başladığında doğru bir şey yapıyoruz dedim, mutluydum.
Tarifi imkansız duyguları bir arada yaşadığım unutulmaz bir etkinlik olmuştu. Farkında olmadan kendi iç dünyamızı mı temizlemiştik, doğaya olan borcumuzu biraz olsun ödemiş miydik? İçimdeki huzurun keyfin nedeni bu muydu?

Hepimiz aynı amaçla buradaydık ve tek bir dileğimiz vardı. Tekrar kirlenmemesi…

Nilgün ÖZDEMİR.
Yorumlar